8 Temmuz 2016 Cuma

Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat Kitap Yorumu

Gönderen Unknown zaman: 10:45:00
Kitap Adı: Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Yazar: Stefan Zweıg
Yayın: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa: 71
Puanım: 5/5







   Zweig bu novella'sında bir kadının yaşamını bütünüyle değiştiren yirmi dört saatlik deneyimini anlatırken, insanda içkin saplantıların ve dayanılmaz arzuların sınırlarında gezinir. Özgürce ve tutkuyla içgüdülerinin peşine takılan bir kadının bu kısa ve yoğun hikayesi, kadın kalbinin sırlarına ermiş ustanın kaleminde olağanüstü bir anlatıya dönüşür. Yapıtı için mekan olarak muhteşem atmosferiyle Fransız Riviera'sını seçen Zweig, 1920'li yılların sonlarında Avrupa'nın ''Kibar'' tabakasının ikiyüzlü ahlak anlayışına yönelik eleştirel tavrıyla dikkat çeker...



   Herkese aynı gün içinden yeniden merhaba. :)) Bugün bir ilki gerçekleştiriyorum ve aynı gün içinde iki kitap yorumu giriyorum, umarım beğenirsiniz. :) Yine düzenimi bozmadan önce bu çok ama çok beğendiğim kitabın konusundan bahsedeyim. Zaten çok kısa bir hikaye o yüzden konusunu da çok ayrıntı vermemeye dikkat ederek şöyle bir anlatayım diyorum... :)
  Kitabın konusu Fransa'da geçiyor. Madam Henriette isminde orta yaşta bir kadının kendinden yaşça küçük bir beyefendiyle kaçmasından başlıyor. Bayan Henriette, iki çocuğunu ve kocasını bırakıp çok kısa bir süre içinde tanıdığı adama kaçmasıyla orada bulunan bir çok insan kendi yorumunu yapar. Kimileri çocuklarını bırakıp kaçmasını çok adice ve çok yanlış bulurken, kimileri bunun altındaki sebepleri konuşmaya başlarlar. Her kafadan farklı sesler çıkar. Bir gün yine bir masa etrafında bu konu konuşulurken Mrs C. isminde bir yaşlıca bir kadının bir adam dikkatini çeker. Bu adam o konuya farklı şekilde yaklaşır, kadının kaçmasının altındaki sebepleri bilmeden böyle ağır konuşulmamasını anlatır. Kadın dikkatini çeken bu adamla sohbete başlar. Adamın kadını yargılamadan konuşması hoşuna gider ve bu adama geçmişiyle ilgili kimseye anlatamadığı en büyük sırrını anlatmaya karar verir. Bir mektup yazıp ona ulaşmasını sağlar ve bir sırrı olduğunu bu sırrın artık ona ağır geldiğini, güvenebileceği birisine bunu anlatıp üstünden atmak istediğini yazar. Adam kabul eder ve kadının kaldığı odada buluşurlar.
  Kadın adama o büyük sırrını anlatır ve hikaye bu konudan oluşur. 

   Konusu bakımından benim çok hoşuma gitti. Kısacık hikayede bir çok şey barındırıyordu. Mesela bir çok bakış açısı kazandırıyordu. Bir yandan hak verirken bir yandan sorguluyorduk. Ve bir kez daha öğrendiğim en büyük şey insanlar tanımadıkları insanların yaşamları hakkında çok kolay yorum yapabiliyorlar. Asıp kesiyorlar. Halbuki hepimizin farklı farklı yanlışları oluyor bu hayatta. Kitap vermek istediği dersi çok güzel veriyordu. Bu bakımdan kitabı çok beğendim. Dili bakımından da çok güzeldi. Sade ve akıcı bir dili vardı. Zaten bir klasikleşmiş eser çok fazlada söz söylemeye gerek yok aslında. 
  Kitabın adından da anlaşıldığı gibi, bir kadının hayatını değiştiren, geleceğini değiştiren anısını 1 gün içinde yaşıyor. 
Eskiden beri klasikleri okumayı çok seviyorum, bazen klasik kitapları elimde gören arkadaşlarım ne yapıyorsun bunları okuyup diyorlar ama benim klasiklerden aldığım keyfi hiç bir güncel kitap veremiyor. Bu kitaplarda bulabiliyorum samimi duyguları, samimi karakterleri. 
  Her tarz kitap insana bir şeyler kazandırır ama klasikler bir tık daha fazlasını kazandırır diye düşünüyorum. 
  Bu kitapta tarihteki Fransa'yı daha yakın tanırken, insanlarını da daha iyi tanımış oluyoruz en önemlisi kültürleri hakkında bir bilgi ediniyoruz. 
  Bu yazardan okuduğum ilk kitaptı fakat yazarın başka kitaplarını da alıp okumayı düşünüyorum. 
Bence bu kitabı, kitap listenize eklemeyi unutmayın gerçekten sıcacık, samimi hikayesiyle bir kaç saat boyunca kendinizi çok farklı bir yerde bambaşka bir kültürde bulacaksınız. 
  Benim çok beğendiğim bir kitap oldu umarım sizde beğenirsiniz. :))) Hepinize keyifli okumalar diliyorum. Hoşçakalın... 

  ''Yaşlanmak, geçmişten artık korku duymuyor olmaktan başka bir şey değil zaten.'' 

  ''Yalnızca tutkunun ne olduğunu hiç bilmeyen insanlar, nadiren bu duyguyu tattıklarında, belki de bu kadar çığ gibi ani, kasırgaya benzer tutku patlamaları yaşıyorlar.''

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Frambuaz Tadında Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review