17 Nisan 2016 Pazar

Yağmurla Gelen Mutluluk Kitap Yorumu

Gönderen Unknown zaman: 12:00:00
Kitap adı: Yağmurla Gelen Mutluluk
Yazar: Amber l. Johnson
Yayın: Yabancı Yayınları
Sayfa: 174
Puanım: 5/5







  
  Yağmurla Gelen Mutluluk, farklılıkların aslında ne kadar abartıldığını ve sevginin karşısında hiçbir şeyin duramayacağını bir kez daha gözler önüne seriyor...

Söz konusu aşksa, sıradan diye bir şey yoktur. 

  Herkes Colton Neely'nin özel olduğunu düşünüyordu.
Lilly Evans ise büyüleyici olduğunu...

  Çocukluk arkadaşlarıyken bir kaza yüzünden yolları ayrılmıştı. Yıllar sonra buluştuklarında ise Lilly, Colton'ın ne kadar özel olduğunu ve onu daha fazla tanımak istediğini keşfedecekti. Ve Colton'ı tanıdıkça, ona daha çok bağlanacaktı.
  Ancak Lilly, sevgisini kelimelerle ifade etmekte dahi zorlanan bu çocukla ilişkisini dilediği gibi yürütebilcek miydi ?


  Merhaba arkadaşlar önce size kitabın konusundan bahsetmek istiyorumm :) Colton 9 yaşındayken Lilly ona hem bakıcılık hemde arkadaşlık yapmaya başlar çünkü Colton'un annesi oğlunun bir arkadaşının olmasını istemektedir. Ama bakıcılık günleri boyunca Lilly'nin başına türlü türlü olaylar gelir ve Colton'un annesi en sonunda Lilly'e bir şey olacağından korktuğu için onu işten almak zorunda kalır... Ve Colton 14 yaşındayken Lilly'le bir resim sergisinde yeniden karşılaşırlar birbirlerini tanırlar... Colton çok güzel resim yeteneği olan bir çocuktur orda da kendi resimleri satılmaktadır. Lilly daha çocukluklarından bile Colton'a ilgi duyduğu için onu gördüğüne çok mutlu olur ona daha da yakınlaşmaya çalışırken Colton'un Asperger sendromlu olduğunu öğrenir ve bunun nasıl bir şey olduğunu asla araştırmak istemez çünkü Colton'a farklı yaklaşmaktan korkar, onu bu şekilde olduğu gibi kabul etmek ister hiç bir şeyini düşünmeden.
  Colton Lilly'nin lisesinde özel öğrenciler bölümünde okumaya başlar ve buna en çokta Lilly mutlu olur. Colton'la Lilly daha çok vakit geçirmeye başlarlar fakat Colton fazla konuşmayan, kimseyle göz ilişkisi kuramayan, sosyal olmayan birisidir. Colton'u annesi okuldan alıp okula bırakırken Lilly bu görevi üstlenmek ister ve Coltan'la Lilly'nin bu güzel aşkı başlar... Bundan sonrasını da söylersem kitabı okumanıza gerek bırakmayacağım için sadece olayların gelişme süresini anlatmak istedimm bence okunmaya gerçekten değer bir aşk hikayesi hemde alışılmış bir aşk hikayesinden de çok farklı... Şimdii biraz daha aşağıya inelim benim kitap hakkındaki yorumumu okuyalım. :)
   Küçücük bir kitaptı, sabahtan bir başlayın akşama kadar yavaş yavaş okuyun ve kitabı kapattığınızda eminim kii ''bu neydi ya!'' diyeceksiniz. Kitabı çok beğendim klasik bir konusu yoktu, bu kitabı okurken bize bir şeylerinde katacağını düşünüyorum. 
  Öncelikle Lilly'den söz etmek gerekirse daha 18 yaşında olmasına rağmen kendisinden bekleyenmeyecek olgunlukları gösteren bir kız. Asla off ya ergen mi bu ne böyle dedirtmedi, verdiği mücadeleyle, inancıyla benim çok sevdiğim bir karakter oldu. Kendisinden daha çok Colton'u düşündü onun neler hissedebileceğini anlamaya çalıştı. Hatta kitapta şöyle bir kısım ve benim içimi baya acıtmıştı; 14 Şubat sevgililer gününde bir restoranda akşam yemeği için yer ayırtıyorlar ama yemekten öncede resim sergisi gezmeye karar veriyorlar ve Colton o resim sergisinde kendisini kaybediyor resimlerin arasında hatta bazı oradaki sanatçılarla konuşmaya başlıyor Lilly'de kendisini ihmalinden dolayı kızıp restorana gidiyor ve Colton'un işlerini bitirip geleceğini düşünüyor ama Colton gelmiyor ve Lilly bunu anlayınca yeniden Colton'un yanına gidiyor. Oradaki bir resme dikkatli bir şekilde bakarken yakalıyor, resim bir sanatçının çocukluk resmi ve Lilly ona sen çocukluğundan bir şey çizmek isteseydin neyi çizerdin diye sorduğunda Colton'un ''seni'' demesiyle onu affediyor içinde hiç bir kırgınlık kalmadan. Colton'u çok güzel bir şekilde olduğu gibi kabul etmeyi başarıyor, ondan farklı bir insan olmasını beklemiyor. Tek istediği sadece Colton'la beraber olmak... Colton'un sessizliğine onunla konuşamadığına ve hatta asla onu kendisi gibi sevemeyeceğini bildiği halde hiç birisine aldırış etmiyor. Sahip çıkıyor hem aşkına hemde Colton'una. Lilly hakkında söylenmesi gereken daha bir çok şeyler var, hissettirdiği duygular çok derin. 
  Colton ise Lilly için her şeyi aşmaya çalışan, Lilly'nin o güzel sevgisine onun gibi karşılık vermeye çalışan bir çocuk. Hatta Lilly'nin lisesine yazılmayı bile kendisi istiyor tüm duvarlarını, korkularını yıkıp onu daha fazla görebilmek için. Aynı zamanda da yakışıklı ve kızların dikkatini üstüne çekende biri... Colton'un Lilly'nin imalarını anlayamıyor olması ve her şeye düz mantıkla bakması bazı yerlerde bana çok sevimli geldi. :) 
  Aşklarına sahip çıkmaya çalıştıklarını gördükçe aslında aşkın zorluklarla da mücadele verilmesi gerektiğini gösterdi. Eminim ki sonlara geldiğinizde ağlamamanıza engel bile olamayacaksınız. 
  Kesinlikle okumanızı tavsiye edeceğim bir kitap. Şimdiden kitaptan alıntılar yaparak yorumumu bitirmek istiyorum... Herkese bol okumalı günler diliyorum. :)))


  ''Her şey bir oğlanla başladı. Bir oğlanla başlayıp, bir oğlanla bitti, ama hangi hikaye öyle değildi ki?''

  ''Aşk bunu deneyimleyebilecek kadar şanslı olanlar için olağanüstü bir şey.''

  ''Aşk mı ? Bazen öyle fazla oluyordu ki canımı acıtıyordu.''

  ''Sen benim sessizliğimsin Lilly.''

  ''Tenime işleyen fırça darbesi gibi.
  Sesli söylemesine gerek yoktu. Bana dokunuşuyla söylemişti. Yaptıkları, söylediklerinden önce kalbimin ihtiyacı olan şeydi.''

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Frambuaz Tadında Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review